Doğal Yetiştiricilik...

Köyönü Tarım, tüketiciye nasıl yetiştirildiğini ve ne yediğini bilme hakkı sunar.

Köyönü Tarım, toprağı olması gerektiği şekilde tarıma elverişli hale getirmek için doğal tarım ilaç ve gübre kullanır, bitki yetiştiriciliğinde doğal yöntemleri benimsemiş çevredeki üreticilerle işbirliği yapar.

Köyönü Tarım; doğal yetiştirdiği ürünleri Menemen, Aliağa, Foça, Karşıyaka, Evka, Bostanlı vb. semt pazarlarında yer ve zaman göstererek tüketiciye en temiz, en sağlıklı ve en ucuz şekilde sunar.

Köyönü Tarım; il, ilçe tarım müdürlüklerinden, ziraat odalarından ve doğal yetiştiricilikteki uzman kişilerden yardım ve eğitim alır.


Perşembe, Aralık 12, 2013

Köyönü Bahçe_Ne yapmalı...

Doğuyoruz, yaşlanıyoruz ve ölüyoruz...Galiba hepsi bu ama bunu kamaşık hale mi getiriyoruz...

Bu gün Ne yapmalı?..

Bugün Kalamata zeytini toplayacağız biraz. Yani bizim 'Eşek' zeytini dediğimiz zeytinden. Ondan çekişte yapacağız...

Zeytinler bir bayan arkadaşın bahçesinden toplanacak. Almanya'da uzun yıllar çalışmış ve Foça taraflarında 1,5 dönüme bahçe almış içine güzel bir ev yapmış ama şimdilerde Kuşada'sında yaşıyor. Aile dostumuz güzel bir insan. Ara sıra bahçesine bakımını yapıyoruz...


Kırma zeytini seviyor..Biraz bize biraz ona..

Bu gün resim de çekerim belki...

Bazı eşyalarını benim bağ evine götüreceğim. Evi boşaltıyor ve satılığa çıkardı. Oğlu artık bahçeyle ilgilenmiyor. Diğer akrabaları da.. Ve yetmişlere gelen yaşı ile bahçe işlerini de kendi başına yapamıyor...

Sonra köye gideceğim. Bu gün Sevgili Cemo nun geçen Tohum Takas etkinliğinde 





hediye ettiği çilekleri sırta dikeceğim. Çoğaldılar ve sırta dikilmesi geçikti. Ağustos ayı gibi şaşırtma yapılmalıydı...






Çilek hasıl şaşırtılır yani fidesi bir yerden bir yere alınır; resimleyip anlatayım diyorum...

...

Bir kaç mandalina fidanım var Köyönü bahçede... Son günlerde onları da bakamadım. Yaprakları hastalandı ve kötüledi. Sevgili Remzi Bey Belen Köyüne ve bahçeye ziyarete geldiğinde bir ilaç vermişti. Gübre de varmış içinde. Onu kullanacağım. Galiba bir çok hastalıktan kurtulabileceğim. Bitki besleyen bir ürün olduğu için iyi etki bekliyorum...

...

İzmir Hoya_ mum çiçeği_ İzmir toplantısı çok güzel geçti. Harika insanlarla bir araya gelip sohbet ettik. Hala güzel anların etkisindeyim... 

Sevgili Miss_Menas dan baya hoya çeşidi hediye aldım. Büyük çoğunluğu Yeşil Dünya üyelerine dağıtılacak. Gelmeye zamanları yoktu çok istedikleri halde... 
Onlar için de köklendirme yapacağım bu gün; geç kalmamalıyım... 






Hoya'nın kolay köklenmesi için Lav taşına ihtiyaç vardı. Biz acemiler için...
Sn.TezzMertek'den yardım istedim. Dün akşamleyin bir kaç kg. bulup Menemen Gazına kadar getirdi. Kısa sohbet de ettik. Nick i gibi gercekten TezzMertek. Teşekküre ediyorum...

Sevgili Buhar hocam da işe el atınca Lav taşı için dağlara çıkmama ve bir krater gölü arama gerek kalmadı. Şimdiden teşekkürler...






Dün Hoyaların bir kısmını köklenmesi için kaplara aldım. Bak şimdi aklama geldi. Bu küçük şefafa plastik bardaklardan almalıyım. Dün 30 kadar almıştım ama şeffaf değillerdi. Şeffaf olursa köklendiklerini görebilirim diye düşünüyorum..

Hoya köklendirme için kaplara alımam işlemini bugün bitirmeliyim. Elimde güzel ustalarım var. Onlardan yardım alacağım...

Resimleyip anlatacağım...

...

Sitemiz Yeşil Dünya ücretsiz solucan paylaşımı için sayfa açmıştı. Bu etkinliği çok sevdim.Elimden geldiğince yürütmeye çalışacağım. Çünkü çok güzel bir etkinlik...

Etkinliklerimiz...


Solucan talebinde bulunanların ve adres verenlerin paketlerini bu akşam hazırlayıp yarın korgoya vermeyi düşünüyorum. Solucanlar bir gün küçük kartonda beklemeli ve yorucu yolculuk öncesi ortama alışmalı...

Şimdi aklıma geldi küçük karton kutulardan bulmalıyım...
...

Şu saçlarım da çok uzadı papaz gibi oldum. Önce gidip kestirmeliyim. Bana pek de yakışmıyor zaten...

Galiba bu kadar...

Akşama görüşelim...

...
Akşama görüşelim demişim ama geceye kalmışım... Köy kahvesine gittim_ hanım da annesine_ hemen karşımda ışıklarını ve hatta oturanları bile görebiliyorum...

Yaz aylarında, sıcak basınca _ ki o sıcaklar insanın ömründen gün çalar gibidir_ kayası ağacının gölgesine yatarım bazen... Uzandığımı gören arkadaşlar kahveden bağırlar 'çay biştiii' diye. Bazen tam güzellik uykusuna dalacağım bir telefon 'nerdesin be yo karede bir sohbet eksik' diye beni kızdırırlardı...

Yani Köyde iken kahveye gitme ve o günkü gelişmelerin sohbeti beni hep çekiyor. Çekmese bile arkadaşlar arayıp çekiyor. İki gün gitmezsem mazeret raporu vermek zorundayım..

Sevgili gtataş, elbette kendime de zaman ayırıyorum. Daha doğrusu ayırmaya çalışıyorum. Galiba en büyük lüksüm akşamları kahveye gitmek bir kaç saat sohbet etmek...

Ama hakıl olduğunuz yer de var galiba... Bu yıl hiç denize gidip girmediğimi hatırladım şimdi; halbuki Aliağa'da evin penceresinden deniz bana bakıyordu. Eskiden daha çok denize giderdik. Galiba insan denize de doyuyor(mu).. baka bak...

Evet bu gün kalamata zeytin topladık hanımla biraz. Tam bilmiyorum ama kalamata galiba. Biz 'eşek' zeytini diyoruz. İri ama çekirdeği de iri. Yağı pek yok. Salamurası da yapılıyor. Biz 'çekişte' yapacağız...





Çekişte aslında 'çekişte' adını verdiğimiz uzun bir çeşit zeytinden yapılır. Ben zeytinyağlı ve nar ekşili hazırlanışına bayılıyorum. Çerez gibi geliyor ban...





aslında iyi çekememişim ama baş parmağım kadar iri ve büyük...


'Kalamata' aslında yemeklik zeytin yapma yöntemidir. Ama bu iri zeytine de denir. Manisa, Saruhanlı ilçesi Büyükbelen köyüne çok eskiden yolum düşmüşütü. Orada çokça vardı bu zeytinden. Son dönemlerde bu zeytine talep arttığı söyleniyor..

Komşu Yunanistan'a giden arkadaşlar burada çok kullanılan bir zeytin olduğunu söylemişlerdi...

...demişim...

Hoyalar yani Mum çiçekleri...





tamamen yabacısı olduğum alan... Hepsini şahne gecen Hoya _mum çiçeği_ İzmir toplantısında Sevgili Miss_Menas hediye etti; toplantıya kayılan arkadaşlar gibi bana da...

Çok teşekkür ediyorum. Aslında bir çoğunu toplantıya katılamayan İzmir'li arkadaşlarıma aldım. Köklendirip vereceğim. Sevgili Miss den izin almıştım. Hediyeler yerlerine ulaşmalı hem de sağlıklı bir şekilde...





Hoya çiçeğine baktım aslında biraz arsız bir bitkiye benziyor yani kök salması kolay gibi duruyor. Ama sanırım iyi ortam istiyor köklenmesi için. Lav taşı ile daha iyi köklendiğini söyledi ustaları... Biz de hemen lav taşı aramaya çıktık...

Toplantı akşamına yetişti Tezz elden lav taşları. Kullandım ama bira daha lazım o da yolda biraz uzaktan gelecek, yarın gelir gibi...İnsanın hemen yardıma koşan dostlarının olması harika bir duygu... Teşekkür bile bir yere sığmıyor...






Önce lav taşları su dolu bir kapta yıkanır ya da bunun için bir süzgeç kullanılır...





yüzenler atılır...





bir kısmını bu plastik bardaklarda yaptım ama içini de görmek istiyorum, nasıl kökleniyorlar diye; merak işte...





şeffaf plastik bardak da aldım ve altlarını kızdırdığım bir demir ile deldim. İki üç delik gibi...





bardağın tabanı görülmeyecek şekilde lav taşı koydum...





üzerine bir çimdik _ bir tutam mı deniyordu_ klinoptilolit (klino) attım, tuz atar gibi...Bu zeolitlerin en iyisi olan taşa çok güveniyorum. Erkenci de yapıyor. Herkes den önce çiçek vermeli... 

...

]

Köklendirilecek Hoyanın sap kısmı küçük ise yaprakları özenle kesilir...





bu yapraklarıda şaşırtabilirsiniz.  Hoya keri olsaydı; kalp gibi duruyordu...





Klinolu lav taşının arasına hoya çeliği yerleştirilir ve...





yarıya kadar lav taşı ile doldurulur üzerine yine klino ekilir, o da bir çimdik kadar... (klinoyu kökler çok seviyor biliyorum..)






ve üzerine lav taşı ile doldurulur. Aslında biraz boşluk bırakılır. Tam doldurulmaz. (bu yaprağın rengi mi böyle yoksa bir sorun mu var....





vee bir leğene konur. Leğenin dibinde biraz su olamalıdır. Deliklerden lav taşları suyu yukarı çekerken köklerin çürümesine engel oluyor; diye düşünüyorum. Ustaları öyle dedi aslında...


 


Böyle leğende ve su ile ne kadar kalacak bilmiyorum valla... Ara sıra kök attı mı diye bakıp dururum gari...


Bu çiçekleri sevdim, hem dikeni yok hem belki ondan _ bir çiçekten olmaz diyorlar ama_ çelenk bile yaparım...

...


İzmir de düzenlediğimiz Hoya toplantısı sonrası Yeğenim Bahar Öğretmen ile Sevgili Selis hanımın evine de uğramıştık. Bize eşi ve çouuları ile de tanıştırmıştı...

Bahar öğretmen resimlerini çekti belki görüntülerim; bir büyük duvar baştan başa kazanılan yarışların kupalarıyla doluydu. Eşi ve harika iki oğlunun yarışlarda kazandığı kuplar... Ben bu kadar kupayı bir arada görmedim. Çok etkilendim...

Küçük sadece öğlen saatlerinde güneş gören ve kapalı _ tüm bitki hastalıklarına davetiye çıkarır gibi duran_ bir bahçesi vardı ki_ orada nasıl olur da bu kadar güzel bitkiler yetiştirebiliyor şaşırdım. Harikasın Selis hanım...

Daha önce bir ahududu hediye etmişti. Bahçeye dikmiştim. Dikensiz olanıydı...

Bu defa dikenli olanından hediye etti. (Zaten geliş gidiş onun hediyeleri ile bu bahçeyi güzelleştirecek gibiyim..

Tekar çok teşekkür ediyorum...





...





Dikenli olanı da dikensiz olanın tam karşısına diktim...

Ahududuyu çok seviyorum. Sabahları birkaç tane yemek hem de aç karnına _ bu iş yerinde alışmıştım gece vardiyaları sabahı güneş doğmaya yakın yerdim hep_ bir avuç yemeği çok seviyorum...

...

selis;...Halil Bey pazartesinden beri ne kadar çok iş yapmışsınız.. Maşşallah.. Bebek hoyalar şahane görünüyor.. 
Hepsinin üzerinde de isim yazılı, itina süper  

Ziyaretiniz için çok teşekkür ederim.. Kısa oldu ama, yolunuz düşerse her zaman beklerim.. Hem size yemek yapacağım unutmayın sakın.. 
Ayrıca , bilirkişi olarak verdiğiniz önerileri, bahçemle ilgili fikirlerinizi dikkate alacağım.. ''Bu bahçede sebze yetişmez'' cümleniz beni çok rahatlattı.. Bu yaz bu kadar strese girmeyeceğim, şahane oldu 

Bahçedeki ağaçlarla ilgili önerileriniz benim için çok değerli.. Limonu en kısa zamanda elden geçireceğim.. 
En çok da incir ağacı ile ilgili önerileriniz yerinde oldu.. Nereyi keseyim, hangi dalı aşı yapayım? Etrafa dökülen meyveleri yaprakları beni çok yoruyordu.. Dediğiniz gibi budarsam işten kurtulacağım.. Var olun.. Tekrar beklerim 




...

Klamata yani Eşek zeytininden kırma yaptık bu gün, tam zamanıdır...





Üzerine taşla çıtlaktık..





sonra bir plastik kapta _cam da olabilir_ bir hafta on gün gibi iki üç günde bir acı suyu süzlecek..




içine biraz kaya tuzu ve limon tuzu konacak ki daha uzun yaşasın diye..





Bunlardan ise cizme zeytin yapılacak...Ben pek cizmeyi sevmiyorum ama ekmek arası güzel gider...

 


Kırılıp bekleyecekler ası suyunu terk edilene kadar...





Bunlardan da; yarım çay bardağı sirke, yarım çay bardağı çiçek yağı, yarım çay bardağına yakın limon tuzundan karşım yapılacak ve ağzı kapatılıp arası havası alınacak ki _ tam değil biraz hava kalacak_ birkaç ay sonra olsun diye...

Kendime bir mükafat vereyim artık, hakettim sanırım..

...

Kendime bir mükafat vereyim artık, hakettim sanırım..

Evet hakketi, sanırım-ı fazla...

Öğle yemeği...




Çekişte, aslında nar ekşili olacaktı ki_ şöyle zeytinyağlı bandıra bandır..




yanında domates, keçi peyniri, biraz gün balı, yeşillik ve bir kocaman kuru ve beyaz soğan; tam yörük usulü ekşi_tatlı_ tuzlu bir arada...

Vee...




kahve keyfi...


bir şarkı..


[video=youtube;DwfYljAdpgg]http://www.youtube.com/watch?v=DwfYljAdpgg[/video]

iyi gider...

...

Ve kahve saati...





kendimi ödüllendireyim... Çalıştım biraz..





Burayı hazırlıyorum. Biraz bakla, biraz ıspanak, biraz araka, biraz maydanoz dere otu, biraz tere ekeceğim...





'bel' leme ve çapalama öncesi toprak yüzeyine yanmış inek gübresi ve fermante olmuş tavuk gübresi attım. Üzeine klino ve leonardit...





bu bölgede birkaç fıstık kendiliğinden yeşerdi. Korumaya ve bakıma alındı. Suyunu kestim kuması için. Sulandıkca yeni fıstık meyveleri veriyor, gelişmiş olanlar çürümeye başlıyordu...





İçleri dolmuş...





Köklerinden ayırıp kabukları ile birlikte gölge bir yere sereceğim biz daha kurusunlar diye...




Artık olgunluğa ermişler. Yağmurlardan sonra yine yeşermeye ve yeni meyveler vermeye başlamış. Bunu istemiyorum. Çünkü olgun olanlar bu arada çürümeye başlıyor...

...

Bayram geldi geliyor. Nice bayramlar gördük sağ olursak göreceğiz...
Bu bayramın da dargınlıkların ortadan kalktığı, neşeli, huzurlu ve mutlu geçmesini diyorum...

'Ne yapmalı' derken sabah kalktığımda karar verdiğim bir şeydi. İnsanların 5 yıllık 10 yıllık 30 yıllık gelecekleri üzerine planlar yapmasını kıskanıyorum artık. Ben de mi yapıyordum; unuttum şimdi.. Akşamdan yatağa düşüncelerden arınmış gibi yatıp sabahında bir şeylerin kararını vermek hoşuma gidiyor nedense... Belki de orta yaşın sınırında olmak böyle bir şey...




Çapalanmış ve bellenmiş bir küçük alan. Bu toprak zayıf ve nematod yüklü. Kendi tüketeceğimiz bir şeyler yetiştirmekte kararlıyım...

Önce leonartid...





sonra...




klino...





etti iki toprak düzenleyici...Ve üzerine iyi yanmış inek gübresi...




Ve su akar...





akar...





akar...





...
Ve akar...





yarığını...





bulur...

...

Ve _dalından_ veda zamanı...





küçücük halinle 17 tane meyve verdin...






teşekkür ederiz...





Erimiş halinle seven olmadı, kurutulmuş haline rağbet gelmedi...

Kıymet bilenlerin balkonlarını süslemek üzere iyi kurumalar...

...

Kurban Bayramından bir birkaç gün önceydi. Arklar yapıldı ve su verildi. Çünkü toprağın tohum çimlenmesi için yeterli nemi yoktu...





Bakla(sakız bakla) ve bezelye ekmek istiyorum, kışlık yiyecek için...





Sakız baklayı gecen yıl da ekmiş ve memnun kalmıştık..Arkada görülen serayı bir emek bir emek yapmıştık ailece; bir sabah rüzgar aldı götürdü...




Sakız baklayı dış kabuğunu sıyırıp, tane üzerindeki kabuğunu da çıkarıp 3-5 tane atıştırmayı seviyorum..





Haşlayıp zeytinyağlı ve limon ekşili durumu tek başına yemeklik benim için. Kuruyunca favasını yapmak da güzeldir..





Kurban bayramı arifesinde ektik baklaları. Yerin tavı çok güzeldi. Arklar sulanmış ve suyunu çekmişti. Klino+leonardit+ahır gübresi ile kullanılmıştı öncesi...





'Olacak Çocuk' bu; köyden tek başına sık sık yanıma gelir. Aslında Midas için gelir ama çiçekleri sular ve bizar bana yardım eder, gider. Onunla her şeye ortağız...

Bakla hafifce eşilen toprağa _ belki boyu kadar_ konur Üzerine az toprak atılır. Sertçe tırmığın tersi ile bastırılır...





O kadar...





Dünkü hali..

Bu kadar...

...

]


Arkları su dolu bölgeye bezelye ekmek istiyorum. Bezelye fazla nemli toprağı sever. Suda bir gün ıslatıp da ekilirse güzel çimlenir. Toprak fazla nemli olursa ya da bir kaç gün içinde üzerine yağmur yağarsa tanelerin hamur olma ve çimlenmeme ihtimali de var...





Toprak hafifçe kabartılır...





Bezelye toprağa atılır ve üzerine...





biraz toprak ile bastırılır...





Dünkü hali...





Geçen yıl iyi verim alınmıştı. Artan tohumlardan ekildi. Tohumlar korumaya karşı ilaçlı olduğu için rengi böyledir. Kuşbaşı etli şekli ile güveci güzel oluyor. Ben sade ve bol sulu, zeytinyağlı güvecini ve yanında pilav ile daha çok seviyorum...

...


Endivyenin_ Radika_ bu kadar uzun olacağını hiç düşünmemiştim.





En öndeki büyük su dolu arka ikiye bölüp endivyen ve dere otu tohumları ekmeyi düşünüyorum. İkiye böleceğim..





bu bölgeyi çapaladım. Üzerine endivyen ve yan tarafına dere otu tohumlarını attım. 





Üzerine çapanın tersi ile baskıladım..





Biraz daha büyüsünler seyreltip başka bir yare şaşırtacağım. Bir kısmı burada kalabilir...





Dereotları da büyüdü ve öyle kalacaklar. Daha büyüyecekler. Yanlarda büyüyen yapraklarını koparıp tüketeceğiz. Boy atacak ve yeni taze yapraklar verecek...




bazı yerleri seyrek çıkmış ama büyüdüklerinde bu alanı kapatacaklar...

...


Gece Güzel yağmur yağmış...





Solucanların yaşadığı kompost çukurunun ön tarafında _ ki burası yarım metreden fazla derin_ su _ soğuk solucan gübresi çayı.. birikmiş...





Dere otlarını bunu çok sevecek...





Bezelye(araka) ler de..





Sakız baklalar da...





Bu gece de üzerine yağmur yağarsa çok iyi olacak...

...


Soğuk Solucan Gübresi Suyu...

Bundan solucan sıvı gübre çayı yapacağım...





Biraz pekmez ve biraz hümik asit; bir gün sıvının içine hava vereceğim. Bütün mikroorganizmaların canlanıp pekmez ile beslenip kat kat çoğalmasını istiyorum. Çay olduktan bir gün içinde yarı yarıya su katıp ne varsa sulamayı_ su vermeyi_ düşünüyorum...

...

Kaç zaman oldu hala çiçek açıp domates veriyorlar...





Diğerleri gibi nematodtan etkilenmedi. Kırmızı örümceye ve küllemeye_ gerçi zamanı geçmişti ama_ dayandı. 





Sabah kahvaltısı ekmek arası sandviç de ve yazdan daha tatlı olması ne kadar güzel...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder